|
Savaş Hazırlığı: Türk
Bayrağı'nın Kahramanmaraş kalesi'ne çekilmesinden sonra
gerginlik iyice arttı. Savaşın patlak vermesi an
meselesi idi. Fransızlar, hazırlık yaparken, Türkler de
kendi aralarında öbek öbek toplanmaya ve fikir
alışverişinde bulunmaya başladılar. Veziroğlu Mehmet
Alpaslan'ın evinde bir toplantı yapıldı.
Kahramanmaraşlıların düşmanla savaşa
teşkilatlandırılmasının biride burada sağlandı.
Kahramanmaraş'ın ileri gelenlerinden Veziroğlu Mehmet,
Sandal Osman, Cerrahoğlu Zekeriya, Başkatip Rıza, Karcı
Hacı, Kocaoğlu Evliya, Veliefendioğlu Ziya ve Hocaoğlu
Nuri'den oluşturulan 8 kişilik temsil grubu doğrudan
Sivas Heyet-i Temsiliyesi ile ilişki kurma hazırlıklan
yaptılar. Ayrıca, Kahramanmaraş'ın Hatuniye, Şekerli,
Bayazıtlı, Kayabaşı, Divanlı, Acemli, Ekmekçi, Dereiçi
mahallelerinde de toplantı yapılarak teşkilatlanma
çalışmaları başladı. Bu teşkilatlandırma çalışmaları iyi
bir düzene sokularak "Maraş Müdafa-i Hukuk Cemiyeti"
kuruldu. Cemiyet üyelerine savaş taktikleri öğretilerek,
savaş sırasında neler yapılacağı, nasıl hareket
edileceği üzerinde bilgiler verildi. Teşkilatlanma
hazırlığı tamamlandıktan sonra savaş harekatına geçmek
için Sivas Heyet-i Temsiliyesi'ne başvuruldu. Sivas
Heyet-i Temsiliyesi, o zamanlar da merkez karar organı
durumunda idi. Sivas Heyet-i Temsiliyesi, savaş için
Yüzbaşı Kurtoğlu Salim Bey ile Üsteğmen Kılıç Ali Bey'i
görevlendirdi. Kahramanmaraş'ta savaş hazırlıkları
tamamlandı. Herkesi heyecanlı bir bekleyiş sardı. Her an
şehit olma, yok olma durumunun yanında sevinç, gözyaşı
ve savaşın kazanılması gibi düşünceler yoğunlaştı.
Kahramanmaraşlılar'ın azim ve kararlılığı sevincin en
güzel örneklerinden biri idi. |
Savaşın Başlaması: Fransız işgal komutanı General Kuerette 1500 kişilik bir
birlikle Kahramanmaraş'a geldi. (6 Ocak 1920)
Kahramanmaraşlı Türkler, işgal komutanı ve askerlerin
gelişini protesto ettiler. Bu arada Fransızlar
İslahiye'ye bir birlik daha göndererek Kahramanmaraş
Yolu'nu güvence altına almaya çalışıyorlardı.
Fransızlar'ın İslahiye yolunu tutmak için gönderdiği
askerleri, Kılılı Köyü yakınında Muallim Hayrullah
Bey'in ve arkadaşlarının baskınına uğradılar. 30 Fransız
askeri burada öldürüldü. Ertesi gün de, Bahçe'den
Kahramanmaraş'a yardıma gelen Fransız birlikleri
Türkoğlu'nun Ceceli Köyü'nü bastılar. Ceceli Köyü'nü
yakıp yıktılar. Köy halkına büyük işkence ve zulüm
yaptıktan sonra, Eloğlu'na (Türkoğlu) girdiler.
Fransızlar, Ceceli ve Eloğlu köylerinde 22 kişiyi
öldürdükten sonra küçük ve büyükbaş hayvanların hepsini
yağmaladılar.Muallim
Hayrullah Bey, etrafında topladığı çete grubu ile
birlikte Eloğlu'nu kuşattı. Fransızlar Muallim
Hayrullah'ın kuşatması sonucu şaşkına döndüler. Muallim
Hayrullah Bey çeteleri ile Fransızlar arasında zorlu bir
çatışma çıktı. Zor durumda kalan Fransızlar
Kahramanmaraş'taki Fransız birliklerinden yardım
istediler.
Fransızlar, 12 Ocak 1920'de yardım için bir tabur askeri
daha Gaziantep'ten Kahramanmaraş'a sevkettiler. Fransız
yardım birliği, Sarılar Köyü'nde Kahramanmaraşlı ve
Gaziantepli Kuva-i Milliyelerinin baskınına uğradılar.
(13 Ocak 1920). Burada 50 Fransız askerin öldürülmesi
haberi; Fransızlar'da huzursuzluk ve panik yaratırken,
Kahramanmaraşlı Türkler üzerinde sevgi ve coşku yarattı.
Araplar ve Sarılar baskınları Fransızlar için büyük bir
darbe oldu. Araplar baskınını gerçekleştirme de Pazarcık
çetelerinin yardımı büyük oldu.
Kahramanmaraş-Gaziantep yolunun kapanmasından
endişelenen ve Pazarcıklılar'a bozulan Fransız komutanı,
bir tabur askeri Kahramanmaraş'tan Pazarcık üzerine
gönderdi. Fransız askerleri bu defa da Aksu Köprüsü'nün
yakınındaki dere yamacında, Pazarcıklı Yakup Hamdi ve
arkadaşlarının baskınlarına sahne oldu. TürkIer'in bu
yoğun baskınları sırasında darmadağın olan Fransız
birlikleri perişan bir halde Kahramanmaraş'a doğru
kaçarlarken bu defa da Tomsuklu yakınlarında Hüseyin Efe
ve arkadaşlarının baskınlarına uğradılar. Fransız
Birliği'nin yarısı öldürüldü. Yarısı da güç bela
Kahramanmaraş'taki birliklere kaçarak sığındılar. (19
Ocak 1920).Bu arada, Doktor Mustafa Bey komutasındaki Kahramanmaraşlı
Kuva-i Milliyeliler Fransızlar'ın elinde tuttukları
Yumurta Tepe'ye birkaç kez baskınlar düzenlediler.
Fransızlar'ın yoğun makinalı tüfek ateşi sonucu, bu
baskını durdurmayı başardılar ama Fransızlar önemli
kayıplar verdiler.
Kahramanmaraş'ın Nedirli köyünden Cennet Ali, yanındaki
köy arkadaşları ile silahlanarak şehre geldiler. Mağralı
Mezarlığı yanında (Şimdiki Kapalı Stadyum) 12 Fransız
askeri ile karşılaştılar. Çatışma sonucu 2 Fransız
askeri öldürüldü. Diğerleride kaçmak zorunda kaldılar.
Ufak tefek yapısı olan Cennet Ali'nin cesur ve gözüpek
olmasından ve teşkilat başkanlığı yapmasından dolayı
Fransızların korkulu rüyası haline geldi. Cennet Ali ve
arkadaşları Kahramanmaraş Çete savaşlarında önemli rol
oynadılar.
Fransızlar, bu baskınlar ve çete savaşlarının devamlı
aralıklarla sürmesinden sonra ne yapacaklarını
şaşırdılar. Son olarak Bertiz Kuva-i Milliye'si de
Kahramanmaraş'a yardıma gelince, Fransız Generali
Kueratta bir misilleme olarak hükümet konağını işgal
etti. Kahramanmaraş Mutasarrıfını ve şehrin ileri
gelenlerini tutuklattı. Türk jandarmasının biri de ateş
sonucu yaralandı.
|
22 Günlük Kurtuluş Savaşı: Kahramanmaraş'ta
gerginlik son haddini bulunca Maraş Müdafa-i Hukuk
Cemiyeti Başkanı Arslan Bey, halka silahlı savaşın
başladığını duyurdu. Alman Çiftliği,
Amerikan Hastanesi, Seyran Bağları ve
Mercimektepe'yi Fransızlar tamamen hakimiyetlerine
aldılar. 21 Ocak 1920
Çarşamba günü, şehrin her tarafında karşılıklı
silahlar patladı. Fransızlar Mercimektepe'den ve
Ahirdağ eteklerinden şehrin önemli yerlerini
makinalı tüfeklerle taradılar. Bir yandan da top
ateşiyle çevre yollarını bombardıman ettiler. Savaş
gece saat 21'e kadar devam etti. Ancak her iki
tarafta kesinbir üstünlük sağlayamadı.
22 Ocak 1920
Perşembe günü, çatışma bombalama, bir öncekine
nazaran az oldu. Kahramanmaraşlılar'ın duruma hakim
olma haberleri ortalığa yayıldı. Akşam üzeri de
Fransızları yoğun bir ateşe tuttular.
23 Ocak 1920 Cuma
günü, Gaziantep'ten Kahramanmaraş'a gelen bir düşman
kolu pusuya düşürülerek bir kısmı imha edildi. Bir
kısmı da esir alındı. Pazarcık Kuva-i Milliye'sini
yöneten Kılıç Ali Bey'de emrindeki arkadaşları ile
birlikte Pazarcık'tan Kahramanmaraş'a gelerek
yönetimi devraldı. Fransızlar bu durum karşısında şaşkına döndüler.
Kahramanmaraşlılar'ın bu tutumları karşısında
çaresiz kalmalarını anlayınca daha önce
tutukladıkları Mutasarrıf Cevdet Bey'i salıverdiler.
24 Ocak 1920
Cumartesi günü, Fransızlar, Gaziantep'ten
Kahramanmaraş'a acele olarak bir yardım konvoyu
gönderdiler. Ancak, bunu haber alan Pişkinzade Ali
Rıza Bey ve emrindeki çeteler, Fransızları
Karataşlık'ta pusuya düşürerek darmadağın ettiler.
Kahramanmaraş'taki Fransız birliklerine getirilen
malzeme ve yiyeceklere el konuldu.
25 Ocak 1920 Pazar
günü, mahalle çatışmaları devam ederken, Pazarcık,
Bertiz, Nedirli köylerinden grublar halinde çeteler,
Kahramanmaraş'a yardıma geldiler. Fransızlar'ın
birkaç kez tekrarladıkları saldırılar sonuçsuz
kaldı. Fransızlar gece ışık görülen pencerelere
haince ateş etmeye başladılar. Şiddetli karakışta
savaşla birlikte aman dinlemiyordu. Çok soğuk olan
bu günde buruk yüzler, heyecan dolu gözlere uyku
girdirmiyordu artık. 26 Ocak 1920
Pazartesi günü, Evliya Efendi ve Kuvvetleri
Abarabaşı ve Şekerdere'deki Ermeni evlerini tamamen
yıktılar. İçerisindeki Ermenileri de esir aldılar.
Evliya Efendi ve arkadaşlarının bu tutumları
Fransızlar'a göre bir kabus oldu.
30 Ocak 1920'de
Tekke Kilisesi kuşatıldı. Bombacı Ahmet, bakır
sürahisinin içerisine sıkıca yerleştirdiği nal
parçaları, çivi ve barut'u fitil sayesinde
ateşleyerek kiliseye attı. Dışarıya çıkan
Ermeniler'de esir edildiler. Savaş iyice
şiddetlendi. Ermeniler de sokaklara baskınlar
düzenleyerek kadın, çoluk çocuk herkesi acımasızca
katletmeye başladılar. Donmuş kar üzerinde sokakta
kalan çocukların bir kısmınında soğuktan öldükleri
görüldü. 2 Şubat 1920'de
şehrin çok yanını Fransızlar ateşe verdiler. Mahalle
ve sokak aralarındaki 3-5 kişilik grublar,
düşmanlarla kıyasıya kama, balta ve satırlarla
çatışmaya başladılar. Kadınlann çığlıkları,
çocukların ağlamaları, savaşla birlikte dondurucu
soğukların etkisi tüm yürekleri dağlayan ayrı bir
yara idi. Bu arada Fransız askerleri ellerine
geçirdikleri kişileri kadın, çoluk, çocuk ve yaşlı
demeden acımasızca işkence ve zulüm ederek
katlediyorlardı. 6 Şubat 1920'ye
kadar şehir içi çete savaşları bütün şiddeti ile
devam etti. Her sokak arasında 3-4'er kişilik sokak
muharebeleri olağan hale geldi. Hemen hemen her
sokak ve mahalle aralarında cesetlere rastlanır
oldu. Barut, yangın, ceset kokusunun yanında
iniltiler, bağırışmalar, sızlanmalar şehrin havasını
büsbütün karartmıştı. Kahramanmaraş'ın ve
Kahramanmaraşlılar'ın üzerine adeta bir karabulut
gibi hüzün ve kabus kaplamıştı. Çaresizlik
içerisinde kalan Kahramanmaraşlılar bir yandan
acımasızca olagelen savaş, bir yandan da karakış
soğuğuna karşıda olsa ümitlerini yitirmediler.
Belediye Dairesi, Mevlevi Dergahı ve Türk
dükkanlarının çoğu Ermeniler tarafından ateşe
verilerek yakıldı. Kuva-i Milliyeciler
çocukların yakın köylere taşınmasını söylediler.
Halkın bir kısmı çocuklarını çevre köylere koymak
için yola koyulunca, halk arasında bir de panik
koptu. 6 Şubat 1920'de
Bertiz ve Yenicekale çeteleri düşman kışlasını
kuşatarak ablukaya aldılar. Fransızlar'a yardım
geleceği haberide ortalığa yayıldı. Bu sırada
üsteğmen Hamdi Efendi ve süvari bölüğü komutanı
Kamil Bey'de şehre geldiler. Tuzhan, Türklerin eline
geçti. Hırlak Avadisin evi Mıllış Nuri tarafından
yakıldı. Mıllış Nuri'de Ermenilerle savaşırken şehit
edildi. Kırklar Kilisesi'de çeteler tarafından
yakıldı. 7 Şubat 1920 günü
Albay Normand komutasındaki 300 kişilik Fransız
birliği yardım için Erkenez çayı kenarına gelerek
karargah kurdular. Yanlarında getirdikleri 4 adet
topla şehri bombalamaya başladılar. Bir yandan da
Mercimektepe'den şehri bombalamayı sürdürüyorlardı.
Şehir tamamen iki top ateşi arasında kalmıştı. Diğer
yandan da Fransız Askeri Kışla'sından da destek
sağlanıyordu. İslahiye'den gelen Fransız Birliği'ne
Yörükselim Bey ve müfrezelerinin karşı koymalarına
rağmen, Fransızlar pek etkilenmediler. İki ateş arasında
kalan Kahramanmaraşlılar, çocukları ve hastaları
çevre köylere taşımaya başladılar. Halk dilinde bu
duruma "kaç kaç" diye söylenir. Maraş Müdafai Hukuk
Reisi Arslan Bey, geri çekilmenin şehirde büyük bir
katliama sebebiyet vereceğini ve yolun Sivas'a kadar
açılmasının sebebiyet vereceğini söyleyerek,
direnmenin devam etmesini ısrarla söyledi.
9 Şubat 1920 günü
Fransızlar şehri aralıklarla tekrar bombalamaya
başladılar. Şehrin çok yerini yakıp yıktılar.
Şehirdeki halk arasında açlık ve kıtlık tehlikesi de
başgöstermeye başladı. Kılıç Ali Bey ve emrindeki
çeteler Kümbet Kilisesi'ni ele geçirerek,
Ermenilerin bazılarını da esir aldılar.
10 Şubat 1920'de
Kahramanmaraş'ın ileri gelenleri, Doktor Mustafa ile
bir toplantı yaparak; "soykırım olabileceğini,
teslim olmaktan başka çare kalmadığını" belirttiler.
Doktor Mustafa da şehrin bazı ileri gelenlerine ve
halka bu duygularından vazgeçmelerini ve
direnmelerini söyledi. Doktor Mustafa'ya göre; er
geç Kahramanmaraşlılar başarıya ulaşacaktı. Bu sırada
Fransızlar'da Kahramanmaraşlılar'ın bu büyük
dirençleri ve karşı koymaları karşısında iyice
ümitsizliğe düştüler. Fransızlar'da çaresizlik
içerisinde şehri terketmeyi düşünüyorlardı. Aynı gün
Doktor Mustafa, yanında emir eri olduğu halde,
Amerikan Koleji'ne gelerek General Kueratte ile
görüştü. Görüşmeden sonra geri dönüşünde emir eri
ile birlikte Ermeniler tarafından Alman Hastanesi
yakınında pusuya düşürülerek şehit edildi. Doktor
Mustafa'nın şehit edilmesi, şehrin hemen her yanında
anında duyuruldu. Doktor Mustafa'nın şehit edilmesi
haberi Fransızlar ve Ermeniler arasında adeta bir
şok etkisi yaptı ve büyük bir panik yaşandı. Çünkü,
Kahramanmaraşlılar'ın son anda topyekün Fransızlar
ve Ermeniler üzerine yürüyerek heran büyük bir
katliam yapabileceklerinden çekinmeye başladılar.
Doktor Mustafa, Kahramanmaraşlılar'ın o anda lideri
ve en sevilen kişilerin başında geliyordu.
Fransızlar ve Ermeniler'de bunun şuuruna vardılar.
Zaten, Doktor Mustafa'nın da Ermeniler tarafından
katledilmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Fransız ve
Ermeniler; Kahramanmaraşlılar'ın vatanından,
milletinden, namusundan, bayrağından, dininden,
kutsal kitabından hiçbir zaman taviz vermeyen, örf
adet ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir toplum
olduğunu anladılar. 11 Şubat 1920
gecesi Fransızlar ve Ermeniler,
Kahramanmaraşlılar'ın bu durumlannı bildikleri için
birden ateş keserek kaçma hazırlığı yaptılar. Aynı
gece kim tarafından ateşe verildiği henüz kesin
olarak bilinmemekle birlikte, Fransız askeri kışlası
yanmaya başladı. Bununla birlikte içindeki
cephaneler de ateş alarak yanmaya ve patlamaya
başladı. Gece yarısı apar topar kaçmaya başladılar.
Bu sırada Kahramanmaraşlılar da ışıkları söndürerek
heran bir baskın olabileceğini düşünüyorlardı. Nitekim, geceleyin
sabaha karşı Fransız ve Ermeniler, bazı evleri ateşe
vererek kaçmaya başladılar. Bunun üzerine bıçağını,
baltasını, tabancasını, kazma ve küreğini kapan
Kahramanmaraşlılar bunların peşlerini bırakmadılar.
12 Şubat 1920 günü sabaha karşı, şehir
Fransızlar'dan ve Ermeniler'den tamamen temizlendi.
Fransızlar İslahiye'ye kadar kaçtılar. Kaçamayan ve
yakalanan 100 civarındaki Ermeni ve Fransız da
Türkler tarafından esir edildiler.
22 gün 22 gece
süren Kahramanmaraş Kurtuluş Savaşı 12 Şubat 1920
günü sabah namazı sularında resmen sona erdi. Artık
savaş bitmişti. Bütün Kahramanmaraşlılar ve civar
köylerden gelen binlerce vatansever, cefakar
Kahraman-Gaziler sabahın erken saatlerinde şehrin
merkezine toplanarak, sevinç gözyaşları içinde
birbirlerine sarıldılar. Kucaklaştılar. Birbirlerine
sarılarak sevinç gözyaşları ile herkesin adeta
ağladığı görüldü. Kardeşliğin, birlik ve
beraberliğin Türk gurur ve şuuru ile Islam ahlakının
en güzel örnekleri burada sergilendi. İkramlar,
sevinçler, saygınlık, sevgi, bağlılık, Türk örf
adetleri ile millet sevinçten adeta coştu. Artık
acılı günler geride kalmıştı. İnançlı, azimli ve
şuurlu Kahramanmaraşlılar'a yan gözle bakan düşmanın
gözünün her zaman oyulacağı söylendi. Vatanın ve
milletin bölünmez bütünlüğünü altın harflerle tarihe
geçiren Kahramanmaraşlı sevincinin haklı gururunu
yaşıyordu artık. Bu coşku ve sevgi yumağı öğle
sonuna kadar artarak devam etti. AğıtIar yakıldı,
türküler söylendi, folklorik yöre oyunları
sergilendi. Evlerden halka ikramlar dağıtıldı. O günden sonra her
yıl 12 Şubat günü köylüsü ile mahallelisi ile hep
bir olup el ele vererek kucaklaşma, sevinç, bayram
yapılması gelenek haline getirildi.
12 Şubat
Kahramanmaraş Kurtuluş Bayramı'nın devlet töreni ile
de her yıl kutlanması kararlaştırıldı. Bu nedenle,
her yıl 12 Şubat günü Türkiye'nin en görkemli ve
muhteşem Kurtuluş Bayramı Kahramanmaraş'ta
kutlanmaya başlandı. Kahramanmaraş Kurtuluş
Bayramı'nın şehirde olduğu gibi bütün Türkiye'de de
ayrı bir yeri ve önemi vardır.
Maraşlılar'ın bu
kahramanlıklanndan dolayı 1925 yılında T.B.M.M.'nin
kararı ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın da onayı ile
şehre Istiklal Madalyası verildi.
7 Şubat 1973'de de
Maraş'a Kahramanlık ünvanının da verilmesiyle
"Kahramanmaraş" adını aldı. |
Kahramanmaraş'ın Kurtuluş Savaşı Kahramanları
|
SÜTÇÜ İMAM |
CENNET ALİ
GÖZÜKARA |
ÇAKMAKÇl SAİT |
M. ALİ
KlSAKÜREK |
ABDULLAH
ÇAVUŞ |
BOMBACl AHMET |
M. HİLMI
DEDEOĞLU |
OSMAN EŞBAH |
FATMALlLlOĞLU
DERVİŞ |
ABDAL HALİL |
OSMAN ERŞAN |
YÜRÜK SELİM |
MÜMTAZ EREN |
MUSTAFA KUŞÇU |
HAFlZ ALİ
EFENDİ |
MUHİTTİN
KARAKlZ |
SAİT YALÇlN |
SENEM AYŞE |
TEKEREKZADE
AHMET |
MUALLİM
HAYRULLAH |
ZEKİ KARAKIZ
|
ÇUHADAR ALİ |
YUSUF ÇAVUŞ |
DOKTOR
MUSTAFA |
ŞEHİT EVLİYA |
ARSLAN BEY |
MlLLlŞ NURİ |
KILlÇ ALİ |
ARİF ŞIŞMAN |
VEZİR HOCA |
ECZACl LÜTFİ |
ZÜLKADİROĞLU
SÜLEYMAN |
MAHMUT BEY |
ŞEYH ALİ
SEZAİ |
ABDULLAH
BAYAZlT |
MUHARREM
BAYAZlT |
RAFET EFENDİ |
HASAN CAVUŞ |
VE TÜM KAHRAMANMARAŞ HALKI...........
|
MUSTAFA
KEMAL ATATÜRK'ÜN TELGRAFI: “Düşmanın taarruzuna karşı
kahramanca silaha sarılan Maraşlı kardeşlerimiz yirmi
güne yaklaşan bir zamandan beri kan ve ateşler
içerisinde istilacı Fransızlara ve onların
silahlandırdığı hunhar Ermenilere karşı savaşmakta
idiler. 10-11 Şubat 1920 gecesi düşmanı İslahiye
istikametinde firara mecbur ederek, mevcudiyet-i
millilerini kazanmaya muvaffak olmuşlardır.”
Hey’et-i Temsiliye Adına
Mustafa Kemal
|
KAZIM KARABEKİR'İN TELGRAFI: “Maraş kahramanlarının
Türklüğe has olan celadet ve fedakarlıkları neticesinde
sevgili Bayraklarımızın yine Maraş üzerinde
dalgalandığını haber almakta bütün Kolordum büyük sevinç
duymaktadır. Öldünüz fakat Türklüğü öldürmediniz.
Tarih-i Millimize kanınızla ve hayatınızla emsalsiz bir
menkibe-i celadet yazdınız. Maraşlıların ve sizlerin
alnınızdan öper, Kolordumun hissiyat-ı samimiyesini
arzederim.”15. Kolordu
Komutanı Kazım
Karabekir
|
* * * * * * *
|
|
|